by

Yeni Yıl Hedefleri

15871582_10154838896643686_2594194601488725415_n

Yeni Yıla 39 ölüyle giren bir ülkede yaşayıp, Yeni Yıl hedefleri koymak biraz zor tabii. Ama her yıl olduğu gibi bu yıl da ne kadar sürdüreceğimi bilemediğim bazı hedefler koydum ben yine de.

Aslında her yeni gün yeni bir yıla giriyoruz diye düşünürüm ben. Dolayısıyla hedeflediğim şeyleri her yeni günde başlatabilirim. Ama işte sonuçta etkileniyor insan. Bir gün öncesinde tatlı yerken bir gün sonrasında yemeyeyim, ya da azaltayım diyebiliyoruz. Ya da her gün yürüyeyim, spor yapayım, buna da 1 Ocak’ta başlayayım. Bir şeyleri sıfırlamak, ya da yeni başlangıçlar yapma isteği hepimizde var galiba.

Aslında gençliğime geri dönebilsem neleri değiştirirdim diye düşündüğümde, kesinlikle daha çok ve istikrarlı bir biçimde spor yapardım sonucuna varıyorum her defasında. Ben biraz da bel fıtığı sorunum nedeniyle ki 2002 yılında ameliyat olmama karşın hala bir zayıflık var farklı sporları yapamıyorum, yüzme ve yürüme dışında.  Yumuşak doku tutulması da oluştu bir süre sonra, soğukta filan da kalamıyorum. Bazen rüyamda bir şeylerden kaçmaya çalışıyorum, ama koşamıyorum, kaslarım sertleşip kalıyor, ancak zorlukla adım atabiliyorum. Yeni Yıl’ın ilk gününde de yine aynı rüyayı gördüm, bir grup göstericiden kaçmaya çalışıyordum, katılıp kaldım. İşte yıl içinde yapmayı planladığım şeylerden biri kesintisiz her gün yürümek, yazları da yüzmek. Yürümenin hayatımdaki rolü ile  ilgili daha önce şurada yazmıştım. Hareket etmek ve biraz da eğlenmek babında önceki yıllarda başladığımız dans derslerine geri dönmeyi de düşünüyorum. Bu kez çok da fazla çeşit olmadan, vals öğrenmek istiyorum. Önceki derslerde Samba, Rumba, Cha Cha derken iyice karışmıştık. Ama hareket ederken eğlenmek hoşumuza gitmişti. Bir de bana uygun yoga yapabilirim belki. Beli hasta olanlara uygun çeşitleri var.

Spor iki ay önce başladığım diyeti de destekleyecek sanırım. Sekiz kilo verdim ve bir beş kilo daha vermek istiyorum. Glutensiz ve şekersiz yemek diyet değil, hayat biçimi olarak devam edecek. Evet hayatın bazı zevklerinden kendi isteğimle vazgeçiyorum, ama vücudumun daha rahat ettiği de bir gerçek. Hem insanın üçüncü gözü de daha çok açılıyor beden hafifleyince, rüyalar bile değişiyor.

Yazma konusunda her zaman disiplinsizlik yaşadım. Evde muhtelif zamanlarda yazılmış şiirler, öyküler, roman taslakları, denemeler öylece duruyor. Kafamda yazmayı planladığım bir iki biyografi var, hepsi toparlanacak. Belki bu yıl daha disiplinli olabilirim. Hoş bu bloga çok düzenli yazamasam da, gayet gereksiz bir biçimde Kore bloguna yazıyorum. Gerçi izlediğim drama ve filmlerin en azından yazarak yorumlanması da  bir şeydir, ama her gün bu konuda 300- 400 görüntüleme olması ve 2000 kişiyle car car konuşmam bazen kendimden korkmama neden oluyor.

Kore deyince geçen yıl hedeflediğim ve gerçekleştirdiğim bir olay beni memnun ediyor ziyadesiyle. Korecemi orta düzeye getirdim, bu yılki hedefim ileri düzey bir Korece. 2018 yılında Kore’ye gidebilirsem de İngilizce konuşmadan Korecemle idare etmek. Daha şimdiden pek çok diziyi orijinal dilinden anlayabilmem beni mutlu ediyor, böylece yakında İngilizce  altyazı beklememe de gerek kalmayacak inşallah.

Bu yılki hedeflerimden biri her yıl hedeflediğim ama yapamadığım bir şey. Kitaplarımı kaydetmek. Daha önce bir kaç kez başladım, ama bitirmeyi başaramadım. 3000’den fazla kitap var ve şimdi iki eve dağılmış durumda kitaplar. Yazmaya başlıyorum, ama her bir kitabı elime aldığımda en az 20 dakika kitapla ilgileniyorum. Tozlarını alayım, yerlerini değiştireyim, şu aslında burada olmalıydı, bu kitabı ne zaman almışım, aa bununla ilgili şu dergide de bir makale vardı derken bir bakıyorum hava kararmış.

Geçen yıl dikiş dikmeyi öğreneceğim demiştim kendi kendime. En azından çaydanlık kılıfı , kapı stoperi ve soft toy konusunda yapmak istediklerimi çizmiş, kararlaştırmıştım. Ama tüm yıl yine kabak ve taş boyamak, yeni yıl süsleri ve tahta bebekler yapmak arasında gidip geldim. Üstelik kendime bir çok kumaş da aldım. Bu yıl kafamı gözümü yarsam da bu işe soyunacağım. Hoş ev her zamankinden daha çok dağılacak, ama olsun.

15825771_10154838899873686_4924499101992045526_n 15873169_10154838899348686_659126268403572491_n 15894467_10154838898803686_1985790014789795674_n15873587_10154838937853686_1708064353383782055_n

Bu yıl yıllardır sürdürdüğüm ama bir iki yıldır boşladığım anı yazma alışkanlığıma daha düzenli devam etmeyi düşünüyorum.Mektuplar ve anılar dönemin her türlü sosyal, ekonomik görüntüsünü yakalamanıza neden oluyor. Bazen eski mektupları okuyorum. Bir süre  Yeni Zelanda’da yaşayan arkadaşım Esen ve bir dönem Oxford’ta yaşayan arkadaşım Duygu ile uzun süre mektuplaştık. Kendi tarihimiz olduğu gibi, ülkenin ve hatta onların yaşadığı ülkelerin tarihi bu mektuplar. O zamanki duygularımızı da dondurup saklamışız gibi. Bir başka yazımda daha uzun yazacağım bu konuyu. Ama anıları yazmayı ve saklamayı seviyorum.

Önümüzdeki dönem ile ilgili çalışma planlarım da var. Belki full time olmayabilir, ama tam olarak ne yapmak istediğime karar verince çalışacağım. Yine de çalışma planlarım yaz tatilinden sonrasını hedefliyor, yeni dönem diyelim biz ona eğitimci diliyle.

Bu yıl bahçemde yapmayı planladığım bazı değişiklikler de var. Özellikle bir ördek havuzu yapmayı planlıyorum. Aslında bu bizim geçtiğimiz yıl için düşündüğümüz bir şeydi. Ama gerçekleştiremedik. Bir yıla uğursuzluk atfetmek istemiyorum ama, geçtiğimiz yıl bizim ailemiz için de en yakınımızda 3 ameliyatın olduğu bir yıldı. Olacağı varmış deyip geçelim. Havuzu bu yıl yapabilirsek kendimi şanslı hissedeceğim. Tabii ekip biçip yetiştirmek istediğim farklı bitkilerle ilgili de düşündüklerim var. Bu yıl patatesleri büyük torbalarda yetiştirmek istiyorum örneğin. Ayrıca tatlı patates de ekeceğim. Kore’de goguma dediklerinden.

Bu yıl görmek istediğim yerler listesinin başında Faroe Adaları var. Danimarka ve Faroe Adaları. Bu adalar özellikle deniz kuşları nedeniyle ilgimi çekiyor. Tabii koyunları ve keçileri ile de kalbimi kazanıyor. Belki bilmeyen vardır. Ben keçilere hayranım. Eğer imkanım olsaydı pek çok keçim olabilirdi. Koyunları da severim, hatta bir ara soft toy koyun biriktiriyordum. Küçükken en özendiğim şeyin  ineklere karpuz kabuğu kesmek ve ağıllardaki pislikleri tahta kürekle ( Ya da o aletin başka bir adı vardır ama ben bilmiyorum ) temizleyebilmek olduğunu söyleyeyim de tam olsun. Sütçü komşumuz vardı, adama ben temizleyeyim burayı diye yalvardığımı anımsıyorum. Şimdi Saklıköy’deki evimizin karşısındaki tarlaya bazen inekler koyunlar geliyor, hemen koşuşturup gidiyorum.

11084171_10153147402883686_6408549013130273028_o 11794467_10153471979768686_2576964856272109459_o 15170954_10154702464143686_7717049461753284072_n 15267887_10154702464148686_3009523352007556590_n

 

Şimdi de Faroe Adalarından bir kaç fotoğraf paylaşayım :

f7
Puffin

f2
f3 f4 f5

 

En çok görmek istediğim su kuşuda deniz papağanı puffinler. Bu hayvancağızla ilgili bir de çocuk öykü serisi yazıyorum. Hatta çizimleri de kendim yaptım. İşte efendim bu ve başka deniz kuşlarını görmek için bir kaç farklı tekne turu var. Havanın güzel olduğu zamanlarda gerçekleşiyor. Ayrıca adalar arasında helikopter de çalışıyor. Gerçi ben hava ulaşımından tırsan bir insanım ama belki gözümü karartıp binebilirim de. Uçmayla ilgili görüşlerim için şuraya bakabilirsiniz.

 

 

f8

Adada envai çeşit koyun da var. Hatta çeşitleriyle ilgili pul bile basmışlar. keçiler de var. Artık ne kadarı ortalıktadır bilmiyorum ama görmek istiyorum.

f13
Faroe Koyunları

f10 f11 f12

 

 

faroe

 

Sheep are pictured at the Kirkjubour village on the Streymoy Island as a rainbow appears between the Hestur (L) and the Koltur (R) islands on October 16, 2012, Faroe Islands. The Faroe Islands are known for its fishing and sheep farming as the main industries. AFP PHOTO / JONATHAN NACKSTRAND (Photo credit should read JONATHAN NACKSTRAND/AFP/Getty Images)

 

Tabii adalardan önce Copenhagen var. Onunla ilgili de görseller ve bilgiler biriktirmeye başladım. Bir engel çıkmazsa görebilme umudu taşıyorum.

copenhagen

 

 

Bu yıl bir başka özelliğiyle de bizim için önemli. Ağustos ayında iki önemli tarih var ailemiz için. Hüsam 60 yaşına girecek 12 Ağustos’ta inşallah ve dört gün sonra evlilik yıldönümümüz var 16 Ağustos’ta. 30. yılı dolduracağız kısmet olursa . Bu tarihler için henüz bir şey düşünmedik, ama aklımızda. Zaman ne çabuk akıp gidiyor. Yine aklıma Özdemir Asaf’ın şiiri geldi, ne güzel yazmış :

“Öyle çabuk geçiyor ki günler

Hele sen de bir bak hayatına

Daha dün doğmuşuz sanki

Yeni okula başlamışız

Yeni sevmişiz…”

Şiiri sonunu pek sevmem, ruhun ölümsüzlüğüne inandığımdan herhalde. O yüzden bu kadarını yazıyorum.

Bu yıl sevdiklerimle daha çok buluşup görüşebilmek de istediklerimden. İpek böceği gibi kozama çekilip

kalmayacağım bir yıl olur inşallah. Bir de güzellik kraliçesi adayı isteği gibi olacak ama, tüm dünyaya huzur ve barış

gelse ne güzel olurdu.

2 Comments


  1. // Reply

    Canım kuzenim böyle sevecen, paylaşımcı, akıllı ve becerikli bir kuzene sahip olmaktan dolayı hayranlık ve gurur duyuyorum. .
    Bu şahane paylaşımların insanın içini ısıtıyor ve keşke bende yapabilsem diyor.
    Yüreğine ve kalemine sağlık.


    1. // Reply

      Teşekkürler canım, çok öpüyorum, iyi bir yıl olsun hepimiz için.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *